Karbon ya da karbonifer dönemi o kadar önemlidir ki şu anda sizin bu yazıyı okuyabilmeniz bu dönem sayesinde mümkün oluyor. NRDC‘ ye göre gündelik hayatta kullandığımız toplam enerjinin, elektrik, ısınma, hareket, %80’i fosil yakıtlardan karşılanıyor. Yani hayatımızın bu denli büyük bir kısmını kaplayan fosil yakıtların oluştuğu Karbonifer Çağı tanımak istemez misiniz?
Bundan yaklaşık 350 milyon yıl önce dünya böyle görünüyordu. Gezegen üstünde sadece iki adet kıta vardı ve bu kıtalar birbirine Pangea adını verdiğimiz tek kıtayı oluşturmak için yaklaşıyordu. Bu birleşme esnasında bolca tektonik hareket gerçekleşiyordu.

Bu hareketler sonucunda sürekli büyük depremler ve süper yanardağlar meydana geliyordu. Depremler yüzünden sürekli sığ denizler oluşuyor ve yok oluyor, bu denizlerde yaşayan canlılar dibe çöküp fosilleşerek büyük miktarlarda karbon yatakları oluşturuyordu. Devasa yanardağlar patlayıp atmosfere büyük miktarlarda karbon salınımı yapıyordu. Bu gazların salınımı yüzünden gezegende bir sera etkisi oluştu ve gezegen buna bağlı olarak ısındı. Karbondioksitin ve nemin bu denli bol olduğu bir ortam, bitkiler için çok idealdi bu nedenle dünya bir süre sonra bir tür tropikal bitki örtüsüne büründü.

Dünya, kırk metre boylarında yabani otlarla, elli metrelik dev ve odunsu ilkel eğrelti otlarıyla kaplandı. Bu bitkiler, atmosfer ve ortam nedeniyle günümüzdeki bitkilerden yüzlerce kat daha büyük ve iriydi. Son derece hızlı bir şekilde yayılan bu bitkiler bir süre sonra atmosferdeki birikmiş aşırı karbondioksiti oksijene dönüştürdüler. Atmosferdeki oksijen seviyesi % 31-35’lere dayanmıştı ve bu da böcekler için harika bir ortam anlamına geliyordu. O dönemde memeliler ve kuşlar henüz evrimleşmemişti ve karada sadece bazı ilkel amfibi türleri ve sürüngenler vardı bu yüzden böcekler için tehlike yaratan bir durum yoktu. Onları avlayan bir şey olmaması ve bu oksijen ve yiyecek bolluğuyla aynı bitkilerdekine benzer şekilde korkunç boyutlara ulaşan böcekler meydana geldi.


O dönemde yaşayan ortalama bir böcek modern insanın dizine geliyordu. Günümüzde yaşayan bir orangutanı, atı ya da bir insanı çerez niyetine yiyebilen yırtıcı böcekler vardı. Yarım tona varan örümcekler, bir buçuk tona basan kırkayaklar ve artık soyu tükenmiş ve başka küçük otçul böcekleri yiyen baskın avcı böcekler vardı.


Nasıl yok oldular?
Biraz önce bahsettiğim gibi gezegenin her yerini saran bu dev odunsu bitkiler çok yüksek miktarlarda karbondioksit çekiyorlardı. Dolayısıyla bir süre sonra gezegenin sıcaklığı da düşmeye başladı. Bu yüzden gezegeni bir buzul çağı sardı. Bütün bu dev bitkiler ve böcekler buzulların altında kaldılar ve donarak yok oldular. Buzulların altında kalan ve donan bu canlılar sıkışarak gezegenimizin karbon yataklarını oluşturdular. O dönem gezegen üzerinde yaşayan canlılar o kadar çok karbon çektiler ki günümüzdeki kömür, doğalgaz, petrol gibi fosil yakıtların %90′ ından fazlasının bu dönemde oluştuğu düşünülüyor. Buzullar eridikten sonra böcekler ve bitkiler yeniden ortaya çıktı. Ancak atmosferdeki karbondioksit ve oksijen dengesi yüzünden asla o dönemki kadar büyük olamadılar.

Kaynakça: https://tr.wikipedia.org/wiki/Karbonifer
https://www.meteorologiaenred.com/tr/carbonifero.html
https://www.britannica.com/science/Carboniferous-Period
https://www.sciencedirect.com/topics/earth-and-planetary-sciences/carboniferous-period